Diğer Haberler Makaleler 

HAKİKİ MÜSLÜMAN NASIL OLMALIDIR?

Kuran-ı Kerim’den öğrendiğimize göre, Kuran ahlâkıyla ahlaklanmış hakiki bir Müslümanın başlıca vasıfları şunlardır:

1- Allah’ın birliğine ve O’ndan başka ilâh olmadığına; Allah’ın meleklerine, peygamberlerine, Hz. Muhammed’in (s.a.s.), O’nun kulu ve peygamberi olduğuna, peygamberlere kitap gönderildiğine, ahiret gününe ve tekrar dirilmeye, hayır ve şerrin Allah’ın yaratması ile olduğuna şüphesiz surette inanır ve dili ile de bunları ikrar eder.
2- Allah’ın emrettiği ve Hz. Muhammed’in gösterdiği şekilde namazını kılar, orucunu tutar, malının zekâtını verir; yetimlere, yoksullara, muhtaçlara, hısım ve akrabalarına, yolda kalmışlara mal ile seve seve yardımda bulunur. 3- Mühim ve tehlikeli durumlarda asla sarsılmaz, gevşeklik göstermez, Allah’a itimat eder.
4- Felâketleri metanetle karşılar, bunları başarıyla atlatabilmek için bütün gücünü sarf eder ve nihayet çaresizliğe karşı sabır ve tahammül gösterir; Allah’tan ümidini kesmez.
5- Anne ve babaya itaat eder, onların kalplerini kıracak en ufak sözlerde ve işlerde bulunmaz.
6- Sözünde durur, ahdinde sadık kalır.
7- Her ne suretle olursa olsun, emanete ihanet etmez.
8- Üzerine aldığı her türlü vazifelerini en iyi surette yapmaya çalışır.
9- Üstünü, başını, oturup kalktığı yeri, kabını, kacağını kirden, pastan; kafasını kötü fikirlerden, kalbini fena huylardan, dilini çirkin ve kaba sözlerden temizler. Cismen ve ruhen temizliği ile herkese örnek olmaya çalışır. 10- Allah’ın ve peygamberin emirlerine itaat eder ve ahlaki vazifelerini eksiksiz olarak yapar.
11- Kimsenin ayıplarını, gizli hallerini araştırmaz ve ortaya dökmez.
12- Kumarcı, içkici, düzenci, oyuncu, aldatıcı, dalkavuk ve hilekâr değildir.
13- Bilmediği bir şey hakkında hüküm vermez.
14- Başkalarına karşı kibirlenmez, büyüklük satmaz.
15- Kötülüğün, hayasızlığın her türlüsünden; gizlisinden ve açığından; büyüğünden ve küçüğünden sakınır; halkın iyiliğine çalışır.
16- Özü sözüne, içi dışına uygun, dosdoğru olur.
17- Her nerede olursa olsun, velev ki kendi aleyhinde bile olsa, hak ve adaletten ayrılmaz.
18- Düşmanlarına karşı da adaleti ve insafı bırakmaz; onların düşmanlıkları dolayısıyla adaleti çiğnemez.
19- Yalan söylemez, yalan yere yemin etmez, yalan şahitliği yapmaz; haksızlığa karşı nefret duyar.
20- Alçak ve süflî arzularına uyarak doğru yoldan sapmaz, kötülerle düşüp kalkmaz.

21- İsraftan ve cimrilikten sakınır.

22- Ne eliyle, ne de diliyle hiç bir kimseyi incitmez.
23- Komşularını çok sayar, onları hiç bir surette gücendirmez.
24- Varlık zamanında da, darlık zamanında da başkalarına elinden geldiği kadar yardımda bulunur.
25- Öfkelerini yenerek kusur ve kabahatleri affeder.
26- Bir kötülük işlemek ister veya bir haksızlık yapacak olursa, hemen Allah’ı hatırlayarak
O’ndan af ve mağfiret diler, yaptığına pişman olur.
27- İnsanlar arasında fesat çıkarmaz, insanları birbirine düşürecek sözlerden ve işlerden kaçınır.
28- Her iyi işe arka çıkar, maddî ve manevî yardımda bulunur, insanlara iyiliği tavsiye eder. Fenalığa ve zulme asla yardımcı olmaz. Kötüleri korumaz ve herkesi kötülükten çevirmeye çalışır.
29- Dargınları barıştırmak için çalışmayı vazife bilir; kin gütmez, kimseye haset etmez, umuma faydalı bir insan olmaya gayret eder.
30- Başka milletlerin nasıl yükseldiklerini, nasıl gerilediklerini ve nasıl düştüklerini; ahlâkî düşkünlüğün doğuracağı acı sonuçları inceleyerek onlardan ibret alır ve bu suretle başkalarının düştükleri hatalara düşmemeye çalışır.
31- Kim söylerse söylesin, hakkı kabul eder; ilim ve hüneri, hikmet ve hakikati nerede bulursa alır ve bunda taassup göstermez.
32- Müslüman, tembel değildir. Dünya için hiç ölmeyecekmiş gibi çalışır; yarın ölecekmiş gibi de ahirete hazırlanır. Her iki görevini de eksiksiz yapar.
33- Allah yolunda, millet ve memleket uğrunda elinden gelen fedakârlıktan, yerine göre canın feda etmekten çekinmez.
34- Yapacağı her işin önünü, sonunu düşünmeden, hatırına gelir gelmez hemen yapmaya kalkışmaz; ibadetinde acele ederek eksik bırakmaz; hayırlı işlerde geriye kalmayıp daima ileriye koşar.
35- Müslümanların derdini kendisine dert edinir ve onların iyiliğine çalışır. Hastalarını arayıp sorar, sıkıntılarını gidermeye özenir, cenazelerine gider.
36- Kendisinden büyük olanları, hele ihtiyarları sayar; küçüklere acır ve her canlıya karşı şefkatli olur; azamet ve kibir göstermez.
37- Müminleri ve insanları kardeş bilir; başkalarının hayatlarını, haklarını kendisininki gibi kutsal tutar.
38- Kimse ile alay etmez. Başkalarına kötü bir lakap takmaz. Dilini gıybetten, iftira etmekten, yalan söylemekten ve her türlü kaba ve çirkin lâkırdıdan korur.
39- Herkesle hoş geçinir, dargınları barıştırmaya çalışır; üç günden ziyade dargın durmaz.
40- Sevdiğini Allah için, yani bir karşılık beklemeden sever; sevmediğini de Allah için sevmez.
41- İşlerinde tereddüt ve kuşkucu olmaz. Bir işin meydana gelmesi için zorunlu olan her türlü sebeplerine yapıştıktan sonra Allah’a tevekkül eder.
42- Allah ve peygamber sevgisini her şeyin üstünde tutar. Allah sevgisi ile Allah korkusu onun bütün vücudunu kaplar.
43- Her ne suretle olursa olsun, şüpheli şeylerden kaçınır.
44- Bir Müslüman için en büyük gaye, hakiki bir Müslüman olmaya çalışmaktır, Müslümanlığın tayin ve telkin eylediği faziletleri yaşamak ve yaşatmak; bu suretle de bütün insanlara örnek olmaktır.

21- İsraftan ve cimrilikten sakınır.

       (Yararlanılan Kaynak: Eski Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi AKSEKİ – İslâm Dini)

       Hazırlayan: Bahtiyar Budak-Emekli Edebiyat Öğretmeni

En son Haberler